Quantcast
Channel: Görkem Karman Abat
Viewing all 518 articles
Browse latest View live

CLARINS Cilt Bakım Seti - Hassas/Kuru Cilt

$
0
0


Günaydın! Bugün sizlere tam 3,5 hafta önce satın aldığım ve Instagram'da paylaştığımdan beri detaylı incelemesi beklenen Clarins cilt bakım setini paylaşacağım. Aldığım günün akşamı kullanmaya başladım ve o gün bugündür keyifle deneyimliyorum. Bu bir nemlendirici ya da serum yazısı olsaydı, bu incelemeyi biraz daha erteleyebilirdim ancak set sadece; peeling, temizleyici, tonik, göz makyajı temizleyicisi ve maske gibi uzun vadeli inceleme gerektirmeyen bakım ürünleri içerdiği için 1 ayın sonunda bu yazıyı yazmayı uygun gördüm. 

Yukarıdaki fotoğraftan da görüldüğü üzere, set 5 ürün içeriyor. Soldan sağa ürünler; tek adımda hassas temizleyici, köpüren temizleyici, tonik, göz makyajı temizleyicisi ve nem verici maske. Benim aldığım set hassas/kuru ciltler için ancak bu setin bir de karma/yağlı ciltler versiyonu var. Her ikisini de Boyner'lerden 99 TL'ye satın alabilirsiniz. Son olarak şişelerin/tüplerin boyutlarının, ürünlerin gramajlarının hiç de az olmadığını ve bu fiyata kaçırılmaması gereken bir kofre olduğunu hatırlatıp detaylı incelemelerime başlıyorum.




One Step Gentle Exfoliating Cleanser (Portakal Özlü Tek Adımda Eksfoliasyon) 75 ML.


Aralarında en sevdiğim, en işime yarayan tüp bu. Üzerinde 'temizleyici' yazsa da bunu her gün kullandığımız şu makyaj temizleyicilerle karıştırmayın. Aslında ciltteki pürüzleri, ölü deriyi, pütürleri temizleyen, yüzü bebek poposu gibi yapan bir peeling. 

Üzerinde 'tüm cilt tiplerine uygun' yazıyor ve ben de buna katılıyorum. Kuru ya da normal ciltler haftada en fazla 2 kez kullanmalı ancak cildiniz yağlıysa her gün kullanabilirsiniz diye düşünüyorum. 

Mis gibi portakal kokan bu peeling, epey koyu bir jel kıvamında ve içinde minicik granüller barındırıyor. Hafifçe ıslattığınız yüzünüze dairesel hareketlerle uygulayıp duruluyorsunuz. Ben özellikle kabarcıklar, çıkıntılar olan burun çevrem ve yanaklarıma uyguluyorum. Yaklaşık 2 dakika boyunca yüzüme masaj yapıyor ve duruluyorum. Yüzümü kuruladığımda yumuşacık ve pürüzsüz olduğunu görüyorum. Her peeling gibi biraz kurutuyor ancak nemlendiriciyle bunu telafi edebiliyorum.

Hayatımda ilk kez bu kadar pürüzsüz bir zemin elde ettim diyebilirim. Son zamanlarda cildim daha güzel ışıldıyor, makyajım bile daha temiz duruyor. Biter bitmez tam boyunu alacağım.




Gentle Foaming Cleanser (Shea Yağı İçeren Köpüren Temizleyici) 75 ML.


Shea yağının nasıl bir nem bombası olduğunu duymayan kalmamıştır. Bu temizleyici de Shea yağı içerdiği için yağlı ciltlere uygun olmayacaktır diye düşünüyorum.

Gelelim kullanımına ve bendeki etkisine. Cildi yormadan, kurutmadan, hatta aksine, nemlendirerek temizliyor. Bir önceki ürünün yaptığı gibi derinlemesine bir temizlikten bahsetmiyorum. Makyaj kalıntılarını temizleyen bu ürünün günlük kullanıma uygun olduğunu düşünüyorum. Ellerimle, önceden hafifçe ıslattığım cildime uyguluyor, ılık suyla duruluyorum. Kıvamı katı bir krem gibi ve kokusu çok hoş. Uygulama sonrası nemlendirici sürme ihtiyacı hissetmiyorum.




Yukarıdaki görselde, az önce bahsettiğim iki ürünün de renk ve kıvamlarını görebilirsiniz.




Toning Lotion (Alkolsüz Tonik) 100ML


Gelelim toniğe. Normal ve kuru ciltler için uygun olan bu ürün, özellikle maske sonrası kalıntılarını temizlemek için ideal. Çok güzel bir çiçek kokusuna sahip bu toniği keyifle kullansam da bitirdiğimde yeniden satın almayı düşünmüyorum çünkü yüzümü harika bir şekilde yumuşatıp yatıştırsa da cildimi daha iyi nemlendiren/temizleyen uygun fiyatlı pek çok seçenek varken buna yönelmeyeceğim.




Gentle Eye Make-Up Remover (Hassas Gözler İçin Makyaj Temizleyici) 50 ML.


Bu üründen çok memnunum ancak duyduklarım kafamı karıştırıyor. Gelin, sizlere de anlatayım. Orta derecedeki göz makyajlarını, gözü hırpalamadan, tahriş etmeden çıkaran bu temizleyici, su bazlı bir ürün. Sephora'da vs. gördüğümüz o ayrışan, çift fazlı ürünler gibi yoğun değil. Yağ yerine gül suyu içeriyor ancak gül suyunun göz çevresinde kullanımının epey zararlı olduğunu duyduğumdan bu ürünle ilgili gel gitler yaşıyorum. Bu konu hakkında bilgi sahibiyseniz lütfen benimle de paylaşın.

Bunun haricinde suya dayanıklı ya da çok keskin makyajları çıkarmaya yetmiyor diyebilirim. Yine de şu gül esansı konusunu çözebilirsek bittiğinde tekrar satın alacağım bir ürün olacak kendisi.




Hydra Quench Cream Mask (Nem Maskesi) 15ML


Geldik setten çıkan son ürüne, aralarında gramaj olarak az olan nem maskesine. Diğer maskelere göre epey ince yapılı ve tamamen kuru/normal ciltler için tasarlanmış bir ürün. Yüzünüze sürdükten 10 dakika sonra yukarıdaki sarı tonik ve bir pamuk yardımıyla temizliyorsunuz ancak bu 10 dakika içerisinde diğer maskeler gibi yüzünüzde kuruyup suratınızı germiyor. Sanırım ben dayanamayıp Glam Glow'u satın alacağım çünkü zaten cildimi nemlendiren ve haftalık temizleme ihtiyacını karşılayan ürünlere sahibim. Sıra geldi siyah noktalara. :)


İşte böyle. Söylenecek her şeyi söyledim sanırım ama bir kez daha toparlayayım. Bu paraya alınabilecek en başarılı, en iş gören setlerden biri. Hala bulabiliyorken Boyner'e muhakkak uğrayın derim. Bilmek isteyenler olabilir, ben Akasya AVM Boyner'den almıştım. Herkese mutlu günler!


*Bugün ikinci bir yazı daha yayınlayacağım ve Youtube'da yapmayı düşündüğüm çekilişi çok yakında blogda yapacağım. Sevgiler <3

Eski Mumluk, Yeni Fırçalık, Yeni Palet.

$
0
0


Yeniden merhaba! Günün ikinci yazısıyla karşınızdayım. Beni uzun süredir takip edenler bilir, yaklaşık 3 senedir sabah 09:30'da yazı yayınlıyorum. Bundan sonra vakit buldukça, tabi konu da oldukça, akşamları da bir yazı yayınlamak istiyorum. Ayda 1-2 kez de olsa bunu yapabilirsem çok mutlu olacağım.

Gelelim bu yazının konusuna. Geçenlerde biten mumlarımı ayırırken, daha önce Instagram ve Youtube'da defalarca denk geldiğim şu fırçalık olayını anımsadım. Hazır makyaj fırçalarımı tek bir kavanoza sığacak kadar eleyip azaltmışken kolları sıvadım. Belki de bir yerlerde denk gelmişsinizdir ancak ben yine de fikir olur diye paylaşmak istedim.




Eczaneden aldığım alkolle mum kabının içini, dışını ve kapağını temizledim. Daha sonra her şeyi sabunla suyla yıkayıp kurumaya bıraktım. Mumun etiketlerini çıkartıp tekrar alkolle temizledim ve fırçalarımı içine yerleştirdim.

Arzu ederseniz akvaryum içlerine kullanılan renkli dekoratif taşlardan doldurabilir ya da kum ve boncuklarla süsleyebilirsiniz ancak ben sade kalsın istedim.




Kapağı atmak olur mu? Onu da fondoten ve kapatıcılarımı dökmek, karıştırmak için palet olarak kullanmaya karar verdim. MAC'in metal karıştırma paletlerine tonla para vermeye gerek kalmadı.





İşte böyle. Bir sürü mumum bitmek üzere. Onlara da aynı işlemi yapıp içlerinde; pamuk ve ruj muhafaza etmeyi düşünüyorum. Ne dersiniz? Sevgiler <3


Twitter: urfacemycanvas8



Chanel Poudre Universelle Libre - Doğal Bitişli Pudra

$
0
0


Haftanın ortasından, en sevdiğim gün Çarşamba'dan günaydınlar! Bugün nihayet şu meşhur Chanel pudrayı inceleyeceğiz. Neden meşhur olduğunu anlamak zor değil. Lisa Eldridge'in bu ürünü; 'her kadının sahip olması gereken pudra' diye tanımlaması hiç sürpriz değil…




Gösterişli koca paketin içi epey dolu. Tam 30 gramlık bu pudranın evladiyelik olduğunu düşünüyorum. Artık kızım da T bölgesini bununla sabitler… Şaka bir yana, bana uzun süre gideceğini düşünüyorum. Gördüğünüz gibi paketi klasik Chanel kutusu; sade ama şık. Keşke bir de seyahat boyu olsa bu pudranın, çünkü bu koca kavanozu ordan oraya götürmek pek mümkün değil. Zaten ürünün tek kusuru da bu.




Bendeki rengi 20 Clair - Translucent 1. Kendisi, aldığım günden beri hem gözaltı kapatıcımı, hem de tüm makyajımı sabitlemek için kullandığım tek pudram. Yapısı incecik, bebek pudrası gibi. Hatta tam da öyle kokuyor. Dokusu pamuk gibi yumuşacık ve içerisinde fotoğraflarda güzel çıkan kusur silici pigmentlerden barındırıyor. Sürdüğünüz zaman sim, ışıltı vs. görmüyorsunuz ancak yüzü donuklaştırmadan matlaştırıyor.

Natural Finish Loose Powder. İsminden de anlaşıldığı gibi doğal bir bitiş veriyor, tabi ki doğru fırçalarla uygulandığı takdirde. Ben göz çevrem için Sigma F35'e biraz pudra alıp, kapağında fazlalığını toparlayıp, tampon hareketlerle, fırçayı sürümeden kapatıcımın üzerinden gezdiriyorum. Kapatıcımı donuklaştırmadan, rengini koyulaştırmadan sabitliyor, kalıcılığını arttırıyor. Yüzümün geri kalanı için ise Bobbi Brown Sheer Powder fırçamı kullanıyorum. Yüzümü un kurabiyesine çevirmiyor, pudra pudra durmuyor. Kullanılabilecek diğer fırçalardan bazıları; Real Techniques Setting Brush, Multi Task Brush ve Blush Brush olabilir.




Fondotenimin ve kapatıcımın kalıcılığını arttırdığı gibi yüzü mat da tutuyor ve vaat etmediği halde yağlanmayı da kontrol ediyor. Gün içinde tekrardan tazeleme ihtiyacı hissemiyorum. Bunun dışında her gün şu kutuyu açıp da bu pudrayı sürmek başlı başına bir mutluluk sebebi. Ya da ben şu sıralar tam bir Polyanna'yım.






Zoru başarıp göz çevremi kabuk kabuk yapmadan sabitleyen bu pudranın yüzümdeki duruşu için şuradaki yazımı inceleyebilirsiniz. Benim gibi hem göz çevreniz, hem de tüm yüz makyajınızı sabitlemek için kullanabileceğiniz gibi, altına fondoten kullanmadan, direkt nemlendiricinin üstüne de kullanabilirsiniz. Bu şekilde vereceği kapatıcılık 10 üzerinden 3 olacaktır.

Ben tam 2 ay önce Capitol Sephora'dan 126 Lira'ya almıştım. İyi ki de almışım, keyifle kullanıyorum.

Uzun lafın kısası, herkese gözü kapalı tavsiye edebileceğim bir pudrayı anlattım sizlere ancak aşırı yağlanma gibi spesifik bir sorununuz varsa MAC Blot Powder tarzı pudralara yönlenmenizi öneririm. 

Eğer olur da bir gün biterse tekrar satın alacağım ürünler arasına girdi bile. Yüksek fiyatına rağmen, gramajı, duruşu, dokusu, kalıcılığı ve makyaj masamdaki duruşu için tekrar satın alacağım. Mükemmel pudra arayışım GERÇEKTEN son bulmuştur. Sevgiler!

*Ürünü başta Boyner ve Sephora olmak üzere, Chanel standı bulunan tüm mağazalardan satın alabilirsiniz.


Twitter: urfacemycanvas8





Flormar Seyahat Fırça Seti

$
0
0


Günaydın! Bugün sizlere, Flormar makyaj fırçalarıyla ilgili acı deneyimlerimi ve markanın yeni seyahat boyu fırça kitini anlatacağım. Bu fırça seti yaklaşık 10 gün önce elime geçti. Paketi açmadan önce markanın siyah saplı klasik fırçalarıyla ilgili geçmişim gözümün önünden film şeridi gibi geçti...

Günlerden bir gün allık ve pudra fırçamı yedeklemek istedim ve uygun fiyatlı olsun diye de Flormar'a atıverdim kendimi. Şu bildiğimiz siyah saplı fırçalardan bir pudra, bir de duo fibre allık fırçası aldım. Eve geldim, paketleri açtım. Fırçalarda bir plastik kokusu. Yıkayınca geçer dedim. Yıkadım ve tüylerin %70'i (abartmıyorum) döküldü, lavaboya simsiyah bir su aktı ve fırçalar daha da kötü kokmaya başladı. Neyse, fırçalar ertesi gün kurudu ve kullanmaya başladım. Pudra fırçasının, her kullanışta yüzümü tahriş ettiğini hissetmeye başladım ve o koku hiç geçmedi. Ben de mecbur çöpe attım. Bu acı tecrübemi de o zamanlar Instagram hesabımda paylaşmıştım ve altındaki yorumlar bu konuda yalnız olmadığımı gösteriyordu. İşte bu yüzden bu fırçalar elime ulaştığında durup bir düşündüm. Yıkadım, kuruttum, kullandım, tekrar yıkadım ve tekrar kullandım. Şimdi görüşlerimi sizlerle paylaşacağım.




Yukarıda gördüğünüz gibi sade ve dayanıklı bir kabın içerisinde, kısa saplı 9 fırça geliyor. Bu kabı; hem makyaj fırçalarınızı seyahate giderken taşımak, hem de makyaj masanızda tozlanmadan muhafaza etmek için kullanabilirsiniz. 

Bu arada, tahmin edersiniz ki kapağı açar açmaz yaptığım ilk iş koklamak oldu ve bu fırçalar kokmuyor. Tüyleri yumuşacık ve kolay yıkanıyor. Çabuk kuruyor ve yüzü tahriş etmiyor. 




Setten çıkan fırçaları kısa kısa yorumlamak isterim. Üstte en başta gördüğünüz fırça, klasik bir fondoten fırçası. Tüyleri sentetik ve yumuşak. Ben bu tarz fırçaları fondoten uygulamak için değil de, aydınlatıcı ve kapatıcı için kullanmayı daha çok seviyorum çünkü bu tarz fırçalar tam kapatıcılık veriyor. Hemen yanındaki ise, setteki favori fırçam. Allık, pudra, bronzer ve hatta fondoten için bile kullanılabilir. Seyahate götürür müyüm bilmem ama çantamdan ayırmıyorum. Onun hemen yanındaki ise ideal bir kapatıcı fırçası. İşlev olarak Real Techniques'in kapatıcı fırçalarıyla yarışır. Aynı zamanda göz kapağına krem far/baz dağıtmak için de kullanılabilir.




Geliyorum kaş, göz ve dudak fırçalarına. Yine soldan sağa anlatmaya devam ediyorum. Yukarıdaki görselde en baştaki fırçayı çok seviyorum. Olmayan dudaklarıma ruj, parlatıcı ve dudak kalemi yaymak için kullanıyorum. Elimdeki dudak fırçalarına göre daha ince olduğu için üst dudağımı daha güzel şekillendirebiliyorum. Onun hemen yanındaki de kapatıcı için kullanılabilir ama ben düz kapatıcı fırçalarını pek sevmiyorum. 3. fırça MAC 239 gibi, göz kapağına far sürmek için kullanılabilir. Ne yalan söyleyeyim, elim buna da pek gitmeyecek. 4. fırça alt kirpik dibine far yaymak için güzel. Piyasadakilerden tek farkı tüylerinin biraz daha yumuşak olması. 5. sıradaki açılı fırça yine en sevdiklerimden. Kaşlarımı çok doğal bir biçimde dolduruyor. Uzun zamandır kaşlarım için kullandığım iki fırçayla kıyaslarsam; ne MAC 266 kadar ince, ne de Real Techniques Brow Brush kadar kalın. Son fırça da kaş ve kirpik fırçası. Kirpik kısmının plastik olması güzel. Maskara sonrası topaklanan kirpikleri güzel ayırıyor.

Özetlemem gerekirse; fırçalar Flormar'ın klasik fırçalarına göre çok başarılı. O keskin plastik kokusu yok, tüy dökme yok. Çok kolay yıkanıp, kolay kuruyorlar. Yüzü tahriş etmiyorlar. Tabi ki Real Techniques gibi ses getirecek kadar mükemmel fırçalar değiller ama bu set gerçekten iş görecek cinsten.

Ben seyahate giderken kullanacağımı düşünmüyorum çünkü ne kadar uzak yola gidersem gideyim, yine o uzun saplı klasik fırçalarımı yanıma almadan edemiyorum. Bence Flormar bu serinin uzun saplı klasik versiyonlarını da çıkarmalı. 

Bildiğim kadarıyla bu set sadece 75 TL ve üzeri alışverişlerde hediye ediliyor. Flormar'ın sitesine de baktım ama ayrıca satışını bulamadım. Kampanyayı incelemek isterseniz diye de şu linki buraya koydum. Sevgiler! <3

*Ürünler Flormar Türkiye tarafından deneyimlemem için gönderilmiştir. Teşekkürler Flormar!



MAC Pro Longwear Kapatıcıyla Anlaşmak

$
0
0


Günün ikinci yazısından herkese merhaba! Şu anda bir ilki gerçekleştirerek, daha önce incelemesini yapmış olduğum bir ürünü tekrar yazıyorum. Bunu, Instagram ve maillerde, sizlerden gelen yorumlar ve sorular doğrultusunda yapıyorum. Duydum ki; her fırsatta hayatımın ve mor göz altlarımın vazgeçilmezi olduğunu belirttiğim MAC Pro Longwear kapatıcıyla anlaşamayanlar varmış. Öyleyse bu yazıyı yazmak boynumun borcudur! 

'Kurutuyor, yayılmıyor, sürdükten sonra rengi koyulaşıyor, çizgilere doluyor, çizgilerimi belli ediyor, pompadan çok ürün çıkıyor, kabuk kabuk duruyor…' Bende bunların hiçbiri olmuyor. İşte bu yüzden tam şu anda bu sorunlarla nasıl başa çıktığımı sizlerle paylaşıyorum.






İlk adım en önemlisi. Nem, nem, nem. Pro Longwear, göz çevresini gerçekten kurutuyor. Bu yüzden kapatıcının çizgilere dolmaması, çizgileri belirginleştirmemesi ve kabuk kabuk durmaması için yoğun nemlendirme şart. Nem konusunda şu ana kadar denediğim tüm kremlerin şahı olan Kiehl's Avokadolu Göz Kremi'ni Pro Longwear kullanan herkese gözüm kapalı tavsiye ediyorum ancak unutmayın; eğer zaten yağlı bir göz çevresine sahipseniz bu krem ağır gelebilir ve yağ bezelerine sebep olabilir.




Göz çevremiz kremi emdikten sonra (yaklaşık 10-15 dakika kadar sürüyor) sıra geliyor kapatıcıyı uygulamaya. Uygulama şekli ve aracı, en az nemlendirme kadar önemli. Pro Longwear uygularken en doğal ve en iyi sonucu nemli bir makyaj süngeriyle alıyorsunuz çünkü kullanmadan önce yıkayıp suyunu sıktığınız sünger, hem göz çevrenizi biraz daha nemlendirip kuruluğu imkansız hale getiriyor, hem de kapatıcının fazlasını emerek 'cakey' denen yoğun ve kabuk kabuk görüntüyü engelliyor. Ben Pro Longwear'e hiç bir kapatıcı fırçasını yakıştıramıyorum. Bu ürünün hakkını veren tek araç bana göre Beauty Blender ve muadil süngerler. Sünger kullanmak istemiyorum diyenler için diğer iyi sonuç veren yöntemi de söylüyorum ki bu epey hesaplı oluyor; parmaklar. Yüzük parmaklarınızla kapatıcıyı ısıtıp uyguladığınızda süngere en yakın sonucu elde ediyorsunuz.

Tabi tüm bu uygulamaların başarılı sonuç vermesi için seçtiğiniz kapatıcının rengi de çok önemli. 'Ten renginden bir ton açık kapatıcı alırsan daha güzel aydınlatır.' lafı bizim gibi koyu halkaları olanlar için doğru bir tabir değil. Morlukları teninizden açık kapatıcıyla kapatmaya çalışırsanız, onları daha çok ön plana çıkarmış olursunuz. Aydınlatma işlemi için farklı ürünler var. Bizim öncelikli hedefimiz koyu renkleri örtmek. Biraz aşağıda bu konuyu iyice detaylandıracağım.




Pro Longwear yüksek kapatıcılık veren bir ürün ancak göz çevreniz gerçekten çok koyuysa size tek başına yeterli gelmeyebilir. İşte bu adımda yardımcı ürünler devreye giriyor. Yine iki vazgeçilmezimi sizlerle paylaşıyorum.

1) MAC Prep + Prime Aydınlatıcı Kalem (Light Boost Rengi)

Asıl amacı; kapatıcının ve fondotenin üstüne, ön plana çıkmasını istediğiniz bölgelere uygulanarak yüzü aydınlatması. Bu ürünü biraz daha aydınlık bir görünüm istediğimde, Pro Longwear'in üzerine Kim Kardashian tarzı üçgen çizerek uyguluyorum. Bu işlem için özellikle sarı bir renk olan Light Boost rengini kullanıyorum. Aynı zamanda göz çevremi daha az kapatıcıyla örtmek istediğim zamanlarda, doğru olanın aksine, kapatıcımın altına uygulayarak daha hafif bir aydınlık elde ediyorum. İlk paketim bitti, yarın ikinciyi alıyorum.


2) Bobbi Brown Corrector - Koyu Halka Silici (Bisque Rengi)

Yine trilyon kez bahsettiğim, tavsiye ettiğim ve 6 ya da 7. kutumun dibini gördüğüm şu vazgeçilmez corrector… Göz çevrenize hiç bir kapatıcı yeterli örtücülüğü sağlamıyorsa corrector kullanmanız kaçınılmaz. Herhangi bir turuncu/somon kapatıcıyı corrector olarak kullanabilirsiniz ancak ben Bobbi Brown'dan vazgeçemiyorum. Kremden sonra, Pro Longwear'den önce, parmaklarımla ısıtıp morlukların merkezine uyguluyorum ve bum! Morluk kalmadı. Üzerine bir de Pro Longwear, ölsün koyu halkalar. Ufak hatırlatma; correctorınız ten renginizden minimum 2 ton koyu olursa koyu halkaları daha iyi siler.




Son olarak sabitlemeden bahsedeceğim. Zaten kalıcı olan bir kapatıcıyı daha da kalıcı kılmak ve çizgilere dolmasını, gün içinde kıpırdamasını engellemek adına bu işlem kaçınılmaz. Yine bu adımda kullanacağınız pudra çok önemli. Kapatmak için bir saat uğraştığınız göz çevrenizin, pudra uygulamasıyla matlaşmasını, donuklaşmasını istemezsiniz, değil mi? İşte bu yüzden aydınlık bir bitiş veren, transparan ve tercihen toz bir pudra kullanmalısınız. Benim tercihim ve son favorim, hatta pudra arayışımı sonlandıran ürün Chanel Natural Finish Loose Powder'ın 20 Clair rengi. Detaylı yazısını okumak isterseniz buraya tıklamanız yeterli.

Ve tabi ki fırça. Pudra kadar, onu uyguladığınız fırça da önemli. Benim bu işlem için sevdiğim 3 fırçayı da paylaşıp gidiyorum. Real Techniques Setting Brush, Contour Brush ve en sevdiğim Sigma F35 Tapered Highlighter Brush. (Yazısı burada.) 

Son olarak hatırlatmak istediğim bir şey var. Hem kapatıcıyı uygularken, hem de üzerine pudra geçerken parmağınızı ya da fırçanızı ileri geri sürümeyin. Bu, sürdüğünüz kapatıcıyı yerinden oynatacak ve morluklar tekrar ortaya çıkacaktır. Tampon hareketlerle (parmakları ve fırçayı süpürür gibi sürümeden) uygulamak örtücülüğü maksimum seviyeye çıkaracaktır. İşte böyle. Benim söyleyeceklerim bu kadar. Umarım bu yazıdan sonra çok sevdiğiniz ama çeşitli sebeplerden ötürü kullanmak istemediğiniz kapatıcınıza bir şans daha verirsiniz. Çok konuştum. Buraya kadar okuduysanız ekstra teşekkür ederim. Çok sevgiler. <3


Twitter: urfacemycanvas8





Burberry Chestnut Far - Aranan Kahverengi Bulundu!

$
0
0


Günaydın! Bugünün yazısını her zamankinden biraz daha dikkatli okuyun derim, çünkü çok kısa bir süre sonra bu fardan sizlere de hediye edeceğim. Evet, blogumun bugünkü konuğu; senelerdir aranan o kusursuz kahverengi far. Karşınızda Burberry Chestnut!




Şık ama toz tutan bir kesenin içinde gelen Chestnut, Burberry'nin Sheer Eye Shadow serisinden. Ürün 2,5 gram ve açıldıktan sonra 3 sene içerisinde tüketilmesi gerekiyor.






Burberry farların mıknatıslı kapağı ve metal ambalajı buram buram klas kokuyor.




Geliyorum farın yapısına. Ah, nasıl anlatsam… Tereyağ gibi? Kadife gibi? İpek gibi? Pamuk gibi? Dokusu gerçekten yumuşacık ve far epey pigmentli. Daha önce bu kadar kolay uygulanan ve katlanma bölgesine bile kusursuzca dağıtılabilen bir far daha görmedim. Üstelik parmağa da fırçaya da kolayca geliyor ancak MAC 217 tarzı karıştırma fırçalarıyla uygulanırken biraz tozutuyor.




Renk ise sıcacık, kiremitimsi bir kahve. Göz kapağımda soğuk kahveleri sevmeyen ben, uzun zamandır tek başına kullanabileceğim naturel bir far arıyordum ve nihayet buldum. Hem koyu makyajlarda geçiş rengi olarak, hem de bol maskara ve siyah eyeliner ile kombinleyerek tüm göz kapağıma uygulayabiliyorum. İçindeki minik altın yansımalar da (fotoğraflara bir türlü yansımadı) gün ışığında harika görünüyor. 




'Burberry farlarla tanışınca başka far kullanmak istemeyeceksin' demişlerdi. Şimdi sebebini anlayabiliyorum.




Burberry farları İstanbul İstinye Park AVM Boyner Mağazaları'ndan satın alabilirsiniz. Satış fiyatı: 78 TL. Sizce de çok joker bir renk değil mi? Ne dersiniz? Sevgiler! <3

***Burberry farlarla tanışmamı sağlayan iki blogger arkadaşıma da bu teşekkürü borç bilirim. Teşekkürler Pınar ve Zuhal.<3




Dior Trianon Oje

$
0
0


Günaydın! Günün yazısı, Pazartesi günü başlayacak çekilişimdeki hediyelerden biri olan Dior Trianon oje üzerine olacak. Dior ojelerin fırçalarını, sürüm kolaylığını, çabuk kurumasını, parlaklığını ve kalıcılığını seviyorum. Trianon da bu ojelerden biri.




306 Trianon, içinde kahvelik bulunan bir gri. Normalde gri ojeleri sevmesem de, içinde kahvelik bulunan bu renk ellerimi ölü gibi göstermiyor. 




Top coat (kalıcılık arttıran bitirici oje) olmadan 3 gün tırnaklarımda bozulmadan kalıyor. 




Ben kendisini Morhipo'dan 78 TL'ye almıştım ancak şu anda siteden kaldırılmış. Sanırım son 2 tane kalmıştı, onları da ben kapmışım. :)

İncelemek isterseniz, blogda 2 farklı Dior oje incelemem daha mevcut. Siyaha çalan bordo Nuit 1947 için buraya, en sevdiğim kırmızı oje Massai için de buraya tıklamanız yeterli. Sevgiler. <3



Bitenler #1

$
0
0


Günaydın! Şu anda geçmişte hiç anlam veremediğim bir şeyi gerçekleştirip, bitirdiğim ürünlerin yazısını yazıyorum. 'Bir insan neden bitirdiği diş macununu ya da kulak pamuğunu paylaşır ki?' diye diye izlediğim 'bitenler' videoları bana hep garip gelirdi. Halbuki farklı olan şey, ürünlerle ilgili düşünceleri paketler doluyken değil de, kullanıp bitirdikten sonra boş ambalajlarla paylaşmakmış. Evet, bu güzel Pazar gününde ben de sizlere bitirdiğim ürünlerin ilk kısmını, kısa kısa yorumlayarak anlatacağım. Bu arada bu yazıda boş diş macunu tüpü ve pamuk paketi olmayacak. :)

Öncelikle bu yazının fotoğraflarını yaklaşık 10 gün kadar önce çektiğimi ve bu süre içerisinde de bitirdiğim farklı ürünler olduğunu belirtmek isterim. Onları da bir sonraki bitenler yazıma saklıyorum. Boş kutular biriktikçe bu yazıları yazmaya devam edebilirim. Tabi siz de isterseniz. Herneyse, dönüyorum yazıya.

Biten ürünlerimin boş ambalajlarını, bir çanta kesesinde biriktirdim. Şimdi, biten ürünlerim hakkındaki fikirlerimi sizlerle paylaşayım.




Ülkemize gelen ilk kuru şampuan markası Batiste diye biliyorum. (Büyük ihtimalle yanılıyorum, o yüzden dikkatimi çeken ilk kuru şampuan Batiste oldu demem daha doğru olur.) Ben, Sephora raflarına düştüğünden beri epey konuşulan Batiste kuru şampuanlarla tanışalı çok değil, 4-5 ay oluyor. 

Temizlikle ilgili takıntılı bir insan olmam dolayısıyla saçımın tek bir teli yağlandıysa dışarı çıkmam. 2 gün sular kesik olsun, en yakınımla bile görüşmem ama saçları her gün yıkamanın da yağ dengesini bozmaktan ve temizken bile yağlıymış gibi görünmelerinden başka bir işe yaramadığını da çok iyi bilirim. Bu sebepten, aylar önce kuru şampuanlara bir şans verdim. Benri, Elidor ve Batiste şu an için denediklerim arasında. 

Yukarıdaki görselde biri 120, diğeri ise 30 gramlık iki boş şişe dursa da, ben bunlardan yaklaşık 8-9 adet bitirdim. Saçımı yıkadığımın ertesi günü, kaybettiği hacmi geri kazandırmak, daha doğrusu saç diplerinde oluşmaya çalışan olası yağı kurutmak amaçlı kullanmaya başladığım Batiste Original mis gibi kokuyor. Saç diplerime 15 cm uzaktan sıkıp, 10 dakika sonra parmaklarımla masaj yapar gibi yediriyorum. Saçlarım yeni yıkanmış gibi oluyor ancak ben bu kuru şampuanları çok uzun süreli etkili bulmuyorum. Şöyle ki; ilk uygulandığında temizlenmiş görünen saçlar sanki birkaç saat sonra daha çok yağlanıyor ve sönük duruyor. Yine de denediklerim arasında temizlik anlamında en başarılısı Batiste. Hacim konusunda da Elidor. Onu da ayrı bir yazıda anlatacağım zaten.

Kuru şampuanların aslında; saçlarını her gün yıkayacak zamanı olmayanlar ve saçların ikinci gününü kurtarma amacıyla kullanacaklar için olduğunu ve 3-4 gün yıkanmamış, Komili Komili gezen saçlara pek etkisi olmadığını hatırlatarak kuru şampuan dosyasını şimdilik kapatıyorum. Hiçbir şey su ve şampuanın yerini tutamaz. 




Gelelim misel sulara. Meşhur Bioderma H2O'yu duymayan kalmamıştır diye düşünüyorum. Yine de bilmeyenler varsa, makyajınızı ve cildinizi, yüzünüzü tahriş etmeden temizleyen mucize su. Seveni de çok, sevmeyeni de. Ben bayılıyorum. Toplamda 10 şişeden fazla bitirmişimdir. Yukarıda da iki farklı boyunu görüyorsunuz. Toplam 1,5 ayda bitti ikisi de.

Sonra Garnier de bu misel sulardan çıkardı. 14 Lira gibi komik bir fiyatı da olunca alıp denemek istedim. İyi ki de denemişim. Ben Bioderma'dan çok farklı olduğunu düşünmüyorum. Fiyat olarak çok çok daha uygun olması dışında tabi. Bir de Bioderma'nın içeriği Garnier'ye göre daha temiz. Her iki ürünü de bitirdikçe alıyorum.




MAC'in şeffaf kaş maskarasının, acıların çocuğu Emrah kaşlarımı normale çeviren tek ürün olduğunu biliyorsunuz. Bu, bitirdiğim 3. tüp. Bittikçe alıyorum. Yine MAC'in 235 ML'lik fırça temizleyicini de çok seviyorum. Bu bitirdiğim ilk şişe. Yenisi alındı bile. Bu arada bu ürünü nasıl kullandığımı şurada detaylarıyla açıklamıştım.




Gelelim maskaraya. Bitirdiklerimi kısa kısa yorumlayayım en iyisi. Benefit They're Real'in seyahat boyu. Yine kaç tane bitirdiğimi bilmediğim ürünlerden. Akmaz, dökülmez, tek kusuru çok ama çok zor silinmesi. Maybelline The Falsies Waterproof. Suya dayanıklı olduğu için kirpiklerimi kıvrık tutan ama yine çıkarması zor olan ürünlerden biri. 

Bobbi Brown Smokey Eye Mascara. Ambalajını ve fırçasını çok sevsem de bir türlü ısınamadığım maskara. Müthiş hacim ve siyahlık veriyor ama yapısı fazla ıslak. AVON Aero Volume, kısa sürede 2 tane bitirdiğim, hem alt hem üst kirpiklerime kullandığım, akmayan, çok hacim vermeyen ideal günlük maskara. Ah bir de 2 hafta içinde kurumasaydı.




Oilatum'ı geçen yıl Londra seyahatim sırasında satın almıştım. Çok beğenince oradaki arkadaşımdan bir tüp daha istedim. Gördüğünüz gibi onu da bitirdim. Oilatum, Boots'larda satılan çok uygun fiyatlı bir nemlendirici. 

Benefit Porefessional gözenek küçültücü bazda da ilk tam boyumu bitirdim. Daha önce iki seyahat boyunu bitirmiştim. Yine bitmeden yedekledim kendisini.

Make Up For Ever Eye Prime far bazı. Tamamen Sephora görevlisinin dolduruşuna gelip aldığım ürün. Göz kapaklarım çok yağlı ve baz kullanmazsam makyaj durmuyor. NARS'ın far bazını almak için girdiğim Sephora'da, benimle ilgilenen görevli istediğim ürünün stokta olmadığını ve bunun da en az NARS kadar iyi olduğunu söylediğinde 'peki' deyip almıştım. Kendisiyle ilgili detaylı fikirlerimi 'Memnun Kalmadığım Ürünler' yazımda bulabilirsiniz. Bir daha asla satın alınmayacak.




Kapatıcı ve maskaradan sonra en çabuk tükettiğim ürünlere geldi sıra. Parfümler. Lancome Tresor için 'Görkem kokuyor.' diyor çevremdekiler. Öyle bütünleşti benimle. Yaklaşık 8-9 senedir kullanıyorum. Tenimin kendi kokusuyla karıştığında ortaya çıkan kokuyu seviyorum. Bobbi Brown Almost Bare ise geçen yazın keşiflerinden. Çok hafif bir menekşe kokusu. 2 şişe bitirdim, üçüncüdeyim.

İşte böyle. Siz son zamanlarda neler bitirdiniz? Mutlu Pazarlar. <3

*Bu yazıdaki çoğu ürünün inceleme yazısı blogda mevcuttur. İstediğiniz yazılara sol üstteki turuncu arama kutucuğundan ulaşabilirsiniz. 



Yılbaşı Çekilişi! Burberry, Dior, Rimmel, AVON.

$
0
0


Aralık ayının ilk sabahından herkese günaydın! Yeni yıl yaklaşırken, sizlere çok severek kullandığım ürünlerden birkaçını hediye etmek istedim. Bu, aynı zamanda bir teşekkür hediyesi.

Hayatımdaki köklü değişimler (okul, iş, özel hayat) sebebiyle blogumdan uzaklaştığım zamanlar oldu. İçimden yazmak gelmedi. Sonra aynı şey Youtube kanalımda da oldu. Video çekmeyi bırak, Youtube şifremi bile unuttuğum bir dönem oldu. Son birkaç gündür farketmişsinizdir ki, gerçekten bu blogu ilk açtığım günlerdeki gibi zevkle, şevkle yazıyorum. Çünkü o isteğim, deneme, paylaşma, yazma arzum geri geldi. 

Tüm bu süreç boyunca beni sabırla takip ettiğiniz, geri döndüğümde de eski sıcaklığınız ve tatlı yorumlarınızla karşıladığınız için çok mutluyum. Sayaçlara baktığımda eskisinden daha çok okunduğumu görebiliyorum. Bu beni daha da heveslendiriyor. Hepinize çok ama çok teşekkür ediyorum. Umarım sizin için seçtiğim hediyeleri beğenirsiniz ve yine umarım ki, aranızdan en çok isteyen kişiye ulaşırlar. :)




Dönüyorum hediyelere ve tabi ki şartlara. İlk hediyem, hayatımın kahverengi farı dediğim Burberry Chestnut. Bana biri bu ürünü hediye etse sevinçten çıldırırdım herhalde. Hayatımda kullandığım en kremsi far. Onun hemen yanında Dior'un Trianon ojesi. Dior ojelerin sürüm kolaylığı ve kuruma hızı inanılmaz. En en en sevdiğim siyah göz kalemi (biliyorum, defalarca belirttim) AVON Supershock ve son zamanlarda kullandığım günlük maskaram Rimmel Lash Accelerator.




Sizinkilerin başına bir şey gelmesin diye paketlerini hiç açmadım. Yukarıdaki görselde renkleri görebilmeniz açısından kendi ürünlerimi paylaştım. Zaten iki satır aşağıda ürünlerin detaylı yazılarını ve bendeki duruşlarını görebileceğiniz linkleri bulabilirsiniz. 




Peki ya şartlar? Elbette her zamanki gibi çok basit. Blogumu takip ediyor olmanız ve bu yazının altına, size ulaşabileceğim herhangi bir link/e-mail adresiyle birlikte (Örnek: Instagram:gorkemkarman, Twitter:urfacemycanvas8 Mail adresim: assdfg@gmail.com) blogumu nasıl keşfettiğinizi yazmanız. Bir arkadaş tavsiyesiyle mi, Google'da ürün araştırması yaparken mi? Ya da farklı bir şekilde mi? İlk hangi yazımı okudunuz? Gerçekten merak ediyorum. :)

Yorumunuzun yanına iliştireceğiniz Instagram/Twitter hesabınız ya da mail adresinizin, aktif kullandığınız ve size çabucak ulaşmamı sağlayacak adresler/linkler olmasına özen göstermenizi rica edeceğim. Bir de yalnızca tek bir yorum bırakmanızı isteyeceğim. Bloguma abone değilseniz de sağ üstteki kırmızı 'Bu siteyi takip edin' butonuna tıklamanız yeterli olacaktır.

Sosyal medyada paylaşma ya da ek hak vs. tarzı şeyler yok ancak çekilişimi online platformlarda duyurmanız elbette hoşuma gider. Bu benim ve blogumun daha fazla insana ulaşmasını sağlar. İşte böyle. Umuyorum ki yeni yıl hepimize sağlık, mutluluk, başarı, aşk, sevgi, huzur ve eğlence getirir. Kazanan kişi, hediyelerini yılbaşı makyajında kullanabilsin diye çekilişin bitiş tarihi 26 Aralık Cuma'dır. En geç Pazar günü kazanan yine blogdan duyurulacaktır. Sevgiler. <3


Twitter: urfacemycanvas8



İlk İzlenim: Glam Glow Supermud Maske

$
0
0


Günaydın! Bugün bu yazıda, şu meşhur Glam Glow Supermud maske üzerine ilk izlenimlerimi paylaşacağım. 

Glam Glow üzerine birkaç video, bolca blog yazısı. Yok, kararımı bir türlü netleştiremedim. Almalı mı, almamalı mı? Cildimi derinlemesine temizleyecek bir maske istediğimi biliyordum ama bu, Glam Glow mu olmalıydı? Bir maskeye, üstelik cildime iyi gelip gelmeyeceğini kestiremediğim bir maskeye, bu kadar para vermek doğru olur muydu?

 Derken Moshos Garden isimli, ürünleri tamamen bitkisel içerikli marka bana iki farklı kil maskesi gönderdi. Cildim gerçekten güzelce temizlendi ve yumuşacık oldu ama burnum ve çenemdeki siyah noktalar hala duruyordu. Bunun sebebinin; Moshos'un hiç kimyasal içermemesi ve piyasadaki uçuk fiyatlı maskelerin daha etkili olmasının nedeninin; içerdikleri agresif kimyasallar olduğunu öğrendim ve riski göze alarak, içim yana yana 175 Lira'mı Glam Glow Supermud'a yatırdım. Şimdilik yalnızca bir kez kullandım ve sizlere ilk izlenimlerimi açmaya hazırım. Maskeyi kullanmaya devam edeceğim ve 5-6 hafta sonra detaylı yorumlarım yine blogda olacak. Haydi başlıyoruz.




Yazının başındaki görselde gördüğünüz ana paketin üzerinde bu maskenin nelere iyi geldiği yazıyor. Nelermiş bunlar derseniz; gözenekler, problemli ciltler, lekeler, kabartılar, sivilceler, siyah noktalar, beyaz noktalar (minik yağ bezelerini kastettiğini düşünüyorum), batık tüyler… Aynı zamanda ürünün, hem kadın hem erkeklerin ve tüm cilt tiplerinin kullanımına uygun olduğu ve maskenin paraben içermediği de belirtilmiş.

Bu bilgilendirici kapağı kaldırdığımızda karşımıza 'Merhaba seksi' yazılı bir koruyucu karton daha çıkıyor. Bu koruyucuyu kaldırdığımızda da...




…karşımıza, karton kutunun yalnızca 1/4'i kadar olan maske kavanozu çıkıyor. 'Ben bu parayı 34 gramlık çamura mı verdim?' diyorsunuz ve silkelenip kavanozu kutudan ayırıyorsunuz.






Kavanozun kapağını açtığınızda yine alüminyum bir koruyucu çıkıyor. Koruyucuyu sıyırdığınızda burnunuza buram buram mentol kokusu geliyor. Koku epey keskin.




 Bu arada, içinden çıkan minik kılavuzda Türkçe dil seçeneğinin olması çok hoş. 




Sıra geliyor talimatları okumaya ve temiz cildime maskeyi uygulamaya. Ben yönergelerde belirtildiği gibi, ince bir tabaka halinde burnuma, alnıma, çeneme ve gözeneklerimin olduğu bölgelere ellerimle yaydım. Yeri gelmişken belirteyim, ben kullanmaya bu şekilde bölgesel uygulamayla devam etmeyi düşünüyorum çünkü tüm yüze uygulandığında 17, bölgesel uygulandığında 1000 kullanıma yetecek kadar gramajı olduğu iddia ediliyor. 1000? Baya bir güldüm. :)

Neyse, dönüyorum maskeye, bendeki etkisine. Uyguladığım anda yüzümün gerilmeye başladığını hissettim. Maske anında kurumaya başlıyor ve yeni uygulandığında, yani ıslakken rengi koyu gri görünüyor ancak kurumaya başladıkça daha açık ve mavimsi bir griye dönüşüyor.








Fotoğraflardan da görüldüğü gibi, kurudukça cildin yağını emerek rengi tamamen griye dönüyor ve siyah nokta ve gözeneklerin olduğu yerler epey belirginleşiyor. Siz de bu görüntüye bakıp 'vay canına, işe yarıyor galiba' diyorsunuz. Bu esnada da yüzünüzde hafif bir yanma hissediyorsunuz. Yani, en azından ben hissettim ama bunun mentolün etkisinden öte bir şey olduğunu düşünmüyorum. Gözlerimin altındaki kırmızı kabarcıkları merak edenler olmuştur belki. Onlar alerji. Son birkaç gündür kendileriyle boğuşuyorum.




Maskeyi yüzümüzde 5-20 dakika bekletebileceğimiz yazıyor ancak ben toplamda 12 dakika bekletip ılık suyla duruladım. Durularken yine o koyu gri renge dönüştü ve yüzümden kolayca temizlendi. Peki sonuçtan tatmin oldun mu diye sorarsanız...

Cevabım koca bir 'hayır'. Bu tarz ürünlerin ancak ve ancak düzenli kullanımda etki ettiklerini ve 3 günün, yorum yapmak için yeterli bir zaman dilimi olmadığının çok iyi farkındayım ancak bu maske için 'ilk izlenim' yazısı yazmamın sebebi çok basit.İzlediğim videolarda ve okuduğum blog yazılarında 'tek kullanımda bile etki ediyor', 'cildimi adam eden maske'şeklinde beni bu maskeye resmen iteleyen yorumlar duymam. Dikkat etmediğim nokta ise; bu yorumları yapanların, gözüm kapalı güvenebileceğim ya da cilt tipimin uyuştuğu kişiler olmaması. Blogunu rehber olarak gördüğüm (cilt uyumumuz ve objektif olması sebebiyle) kim varsa, bu maskeyi kullanıp, hatta bitirip hala sevip sevmediğine karar veremeyen, bu maskenin abartıldığını düşünen insanlar. Akıllı ben, bunu bile bile gidip aldım. Yani kendim ettim kendim buldum.

Lafı çok uzattığımın farkındayım ancak bu ürün üzerine biraz konuşmak, yani yazmak isterim. Pahalı bir ürün alırken insanda ister istemez o ürünü sevme isteği doğuyor. Hatta şu psikolojik durum oluşuyor, 'çok para verdim, kesin memnun kalacağım' ya da 'kalmalıyım'. Belki de bu yüzden bu pahalı ürünleri ilk denememizde kendimizi memnun kaldığımıza inandırmak istiyoruz ancak kullandıkça acı gerçekle yüzleşip o şişirilen ürünün aslında bizi tatmin etmediğini kabulleniyoruz. İşte bu yüzden bir ürünü aldığının ertesi günü incelemesini yazmayı doğru bulmuyorum. 'Sen neden şu anda tam da bunu yapıyorsun?' derseniz bu sadece bir 'ilk izlenim' yazısı. Şu an için memnun kalmadığım bu ürünü haftada 1 ya da 2 kez kullanmaya devam edip aylar sonra tekrar yorumlayacağım. Belki de etkisini gösterip siyah noktalarımı temizleyecek. Hakikaten çok uzattım yazıyı. Dönüyorum maskenin bendeki etkisine.

Cildimi temizlediğini hissettim diyebilirim. Uygulama yaptığım bölgeleri epey kurutmasına rağmen yumuşattığını da farkettim. Bahsettiğim öyle bir kuruluk ki, eski cildim olsa bunu kaldıramazdı. Bu yüzden cildi kuru olanlar uyguladıktan sonra bol nemlendirici uygulamalı. Ben de ne olur ne olmaz diyerek nem maskesi uyguladım.

Temizlediğini hissettim dedim ya, belki de gözeneklerimi açmasının sebebi de bu derinlemesine temizlik. Bir de bu ürün için 'ilk kullanımda gözeneklerimi küçülttü' diyenler var. Her cilt ve gözenek farklı, biliyorum ama emin misiniz? Bence porları gözle görülür bir şekilde genişletiyor. 

Yine gözeneklerimin açılması sebebiyle Glam Glow, derinlerdeki siyah noktalarımın yüzeye çıkmasını sağladı. Ben siyah noktalarımın en azından %30'unu temizler diye düşünürken, onları yalnızca daha kolay sıkılabilir hale getirdi. 

Sol yanağımdaki sevimsiz sivilceyi anında kuruttu. Bu anlamda sivilce kurutucusu gibi bölgesel uygulanabilir diye düşünüyorum.

Alerji ya da hassasiyet yapmadı. Bu riski almadan önce defalarca Sephora'dan tester istedim ama vermediler. Neyse ki yüzümü tarlaya çevirmedi.

T bölgemdeki yağı aldı. Bu yüzden yağ kontrolü sağlamakta güçlük çeken ciltlerin tüm yüzlerinde severek kullanabileceklerini düşünüyorum.

Özetlersek; 34 grama 175 Lira vermekle şimdilik hata ettiğimi düşünüyorum ancak dediğim gibi, bakarsınız birkaç kullanım sonra vaat ettiklerini gerçekleştirir ve cildimi tertemiz yapar. Yani umarım öyle olur. :) Bu arada içeriğinden bahsetmedim. Okuyanlar arasında muhakkak bu konuda titiz olanlar vardır. İçerdiği maddelerden bazıları; okaliptüs, yeşil çay, laktik asit, mandelik asit, parfüm… Bileşenler konusunda ilgili ve bilgili olanlar Glam Glow'un içeriğini beğenmiyor, sağlıklı bulmuyorlar. Bunu da belirterek yazıma son veriyorum. 

Aynı soruyu Instagram'da da sorup memnun kalanlardan çok kalmayanlar olduğunu görmüştüm ama yine de bir kez daha sorayım, aranızda Glam Glow'u deneyip memnun kalan var mı? Siyah noktalarınıza etki etti mi? Sevgiler! <3

*Ürün yalnızca Sephora'larda satılıyor.

Alışveriş! (MAC, Sephora, Watson's, Kiehl's, Sosyopix)

$
0
0


Haftanın en sevdiğim günü Çarşamba'dan günaydın! Bugün sizlerle, son birkaç haftadır aldıklarımı paylaşacağım. Poşetlerin bol olduğuna bakmayın, ihtiyaç dışı bir şey almadığımı göreceksiniz. Evet, bu alışverişin %90'ı bitirdiğim ürünleri yenilemem üzerine. :)




İlk olarak MAC alışverişimden başlıyorum. Akasya AVM MAC'e girdiğimde alacaklarım kafamda listeliydi. Aldığım 4 ürün de, geçen hafta tamamen bitirdiğim ürünler ve gördüğünüz gibi bittikçe aldığım şeyler.

MAC Brush Cleanser'ı (anlık fırça temizleyici) çok seviyorum. Nasıl kullandığımı burada anlatmıştım. Bu ikinci şişem. Face&Body fondoten ise hayatım boyunca sıkılmadan, severek kullanıp bitirdiğim nadir fondotenlerden. C1 bitince N1 rengini satın aldım. C biraz sarı kaldığı için boynuma da yayıyordum ama şu sıralar üşendiğim için direkt ten rengim olan N1 (pembe alt tonlu en açık renk) artık benim. Yine vazgeçilmezim olan ürünlerden MAC Prep + Prime Light Boost aydınlatıcı kalemi yeniledim. Göz altlarımı ve yüzümün yüksek bölgelerini anında aydınlatıyor. Son olarak da ferahlamak, makyajımdaki pudralı görünümü almak ve aydınlatıcımı daha keskin uygulamak için kullandığım MAC Fix Plus'ın seyahat boyu. Bunun özellikle küçük boyunu alıyorum çünkü bozulmadan bitirebiliyorum.




Geliyorum Sephora alışverişime. Glam Glow Supermud maskeyi almayı kafama koymuştum. Geçen hafta aldım, kullandım ve hatta ilk izlenimlerimi şuradaki yazımda paylaştım. NARS Radiant Creamy kapatıcıda da 4. tüpümdeyim. Light 2/Vanilla rengini hem sivilce/leke, hem de göz altı morluklarım için kullanıyorum. Parmaklarla uygulandığında ciltle bütünleşiyor. Kabuk kabuk durmadan örtmek istediğim her şeyi kapatıyor. Vazgeçemediğim kapatıcılardan. Bittikçe alıyorum ve almaya devam edeceğim.




Araya minik bir Flormar alışverişi giriyor. 352 numaralı ojeyi takipçilerimin tavsiyesiyle almıştım, çok sevdim, bittikçe alıyorum.




Göz kremimin dibini birkaç gün önce sıyırdım. Günlük bakım rutinime yaklaşık 7-8 ay önce oturttuğum Kiehl's Avokadolu Göz Kremi'min ilk kutusu bitti. Ben de bu kez, sınırlı sayıda üretilen jumbo boyunu aldım. Yanında BB Krem (Light rengi) ve Midnight Recovery gece göz kreminin testerını verdiler.






Sırada Sephora'ya ikinci kez gitmemin sebebi, Make Up For Ever Beauty Kit var. Make Up For Ever'ın en çok satan ürünlerini sadece 70 Lira'ya denemek çok cazip geldi. Kitin içinde sırasıyla; MUFE HD makyaj bazı (bir kez denedim, makyajımı gün boyu sabit tuttu), HD pudra, bitirebildiğim nadir kalemlerden Aqua Eyes göz kalemi, Smoky Extravagant maskara, Aqua Lip 8C dudak kalemi ve Rouge Artist Intense 43 ruj. Sadece ruj tam boy, diğerleri ufacık.




Watsons'a girmeden olur mu? Olmaz. Temel ihtiyaçlar olan; gözlük temizleme mendilleri, yaklaşık 4 senedir kullandığım ve şu an 30. paketimde olduğumu düşündüğüm günlük temizleyici Garnier Gül Özlü Temizleme Sütü, diş ipleri ve Maybelline'in yeni siyah kalemiyle bu poşeti de bitirmiş oluyorum.




Son parçayı internet üzerinden aldım ve dün gece fotoğrafladığım için görseller biraz sarımtrak oldu ama fotoğraflarımı o kadar sevdim ki bu alışveriş yazıma dahil etmek istedim. 

Birkaç hafta önce, erkek arkadaşım ve babamın doğumgünü için Instagram'daki arkadaşlarımdan ve takipçilerimden hediye önerileri istedim. Yorumlardan birkaçı Sosyopix'i önerince dayanamayıp siteyi incelemeye başladım. Instagram hesabımdaki fotoğrafları Polaroid karesi şeklinde bastırıp odama asmaya karar verdim. Dolayısıyla bu hediyeyi kendime, odama aldım. :)




Toplamda 36 kareyi 34 TL'ye bastırdım. 3 iş gününde elime ulaştı. Fotoğraflar, duvarıma asılmayı bekliyorlar. Bir de dün gece bu yazıyı yazarken Moshos Garden'dan iki parça bir şey aldım. Sıcak havlulu temizleyici (ilk defa deneyeceğim) ve severek kullandığım Shea'lı el kremi. İncelemek isterseniz ürünler burada ve burada.

İşte böyle. Çoğu, bitirdiğim ürünlerin yenileri ancak birkaç yeni parça da aldım. Bir şeyleri bitirip yeniden satın almanın hazzı başka. Şu anda bir şeye ihtiyacım kalmadığı için alışveriş yazılarına biraz ara veriyorum. Siz son zamanlarda neler aldınız? Sevgiler. <3

*Bu yazıdaki çoğu ürünün detaylı incelemesi blogumda mevcut. Sol üstteki turuncu kutudan ve sağ taraftaki 'Bu Blogda Ara' boşluğundan istediğiniz tüm marka ve ürünlerin detaylı yazılarına ulaşabilirsiniz.



Aydınlatıcılarla Barışmak || MAC Lightscapade

$
0
0


Günaydın! Teknik bilgimin sınırlı olması ve yeniliklere çok da açık bir insan olmamam sebebiyle makyajımda da radikal değişiklikler yapabilen biri değilimdir. Farklı ürünlerle dön dolaş aynı makyajları yapıyorum desem yeridir. (Bkz Youtube kanalımdaki trilyon tane siyah kalemli video.) Ancak hepimiz biliyoruz ki; zamanla zevkler değişebiliyor, bir süre önce 'yok, kalsın' dediğimiz şeyler iştah kabartmaya başlayabiliyor. Aydınlatıcı pudralar da benim için tam bu kategoriye giriyor.

Birkaç sene önceye kadar ten makyajımı tamamen mat tutmaya bayılırdım. Fırçamda en ufak bir ışıltı/sim görsem gider yıkardım. Aydınlatıcıların yanından bile geçmezdim. Sonra makyaja merakım arttıkça, koleksiyonum genişlemeye başladıkça 'neden olmasın?' dedim ve hayatıma makyaj altına kullanılan likit aydınlatıcıları kattım. Bir de pudra formdakileri deneyeyim derken tam aradığım toz aydınlatıcıyı buldum.




MAC Lightscapade; benim gibi yüzünde sim sevmeyen ama yan döndüğünde, güneş vurduğunda ya da fotoğraflarda o 'Serenay Sarıkaya' (bkz: Medcezir Mira) ışıltısını elmacık kemiklerinde görmek isteyenler için idealdi çünkü çok pigmentli değildi, altın sarısı değildi, simli hiç değildi. Tam bir günlük aydınlatıcıydı. Yüzümdeki duruşunu görmek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

Dönüyorum günümüze. Son zamanlarda Lightscapade'in ışıltısı bana yetmemeye başladı. MAC'in değişen ambalajlarıyla birlikte MSF'lerinin (pudra ve aydınlatıcı pudralarının) pigmentasyonlarının da değiştiğini öğrendim. Mağazaya gidip denediğimde ikna oldum. Gerçekten yeni ambalajlı Lightscapade, benim elimdeki eski paketlemeli Lightscapade'den 3 kat daha pigmentli. Elimdeki ürünün aynısına, sırf daha iyi ışıltı veriyor diye para vermek istemedim ve elimdeki aydınlatıcıyı daha yoğun uygulamaya karar verdim. Bunun için hepimizin bildiği bir taktiği uygulamaya başladım. Belki bilmeyenler vardır ya da bu yazıyı okuduktan sonra canınız aydınlatıcı çeker diye de sizlerle paylaşmak istedim.




Öncelikle aydınlatıcı uyguladığım fırçamı değiştirdim. Daha önce, minimal uygulama yapmak için; Sigma F35 (yazısı burada) ve Real Techniques Setting Brush gibi orta boy fırçaları kullanırken, MAC 224 ve Sedona Lace'in far karıştırma fırçası gibi küçük, sık tüylü ve yoğun uygulama yapan fırçalara yöneldim.

Fırçamı, uygulama yapmadan önce MAC Fix Plus'la ıslatmaya başladım. Bu tarz spreyler, far ya da aydınlatıcı uygulaması öncesi fırçaları ıslatmak için kullanıldığında, uygulamada çok daha metalik ve ışıltılı bir görünüm elde ediyorsunuz. İlla Fix Plus kullanmak zorunda değilsiniz. Bir damla musluk suyuyla bile fırçanızı ıslatabilirsiniz.




Islattığım fırçama aydınlatıcıyı alıp, elmacık kemiklerimin tam üstüne, kaş kemiğime doğru bir 'C'çizerek uyguladım.






Böylece elimdeki aydınlatıcıyı biraz daha yoğun ve ıslak bitişli göstermeyi başardım. Ne düşünüyorsunuz? Sizin favori aydınlatıcınız hangisi?



Dupe (Muadil) Ürünler #1 || ESSIE WICKED OJE

$
0
0


Günün 2. yazısından merhabalar!Birkaç ay önce Instagram ve Twitter'dan, marka ojelerin uygun fiyatlı versiyonlarını bulup blogdan paylaşacağımı duyurmuştum. 'Bunu neden makyaj ürünleri için de yapmayayım?' diyerek bu yazı dizisinin ismini 'Uygun Fiyatlı Oje Muadilleri'nden 'Muadil Ürünler'e çevirdim. Bundan sonra bu başlık altında birçok makyaj malzemesi ve ojenin uygun fiyatlı versiyonlarını paylaşacağım. 

İlk yazıda en sevdiğim ojelerden biri olan Essie Wicked'e yer vermek istedim. Wicked bana, siyaha çalan bordoları çok sevdiğimi bilen blogger arkadaşım Berrak'ın hediyesiydi. (Blogu için buraya tıklayabilirsiniz.) 




Yine çok sevdiğim, hatta takipçilerimin tavsiyesiyle aldığım Flormar 323'le neredeyse birebir aynı olduğunu farkettiğimde bunu sizlerle de paylaşmak istedim. Her iki ojenin rengi de siyaha çalan çok koyu bordo. 323'ü 3 kat uyguladığımda Essie Wicked'in neredeyse birebir aynısı oluyor.




Bu fotoğrafta da iki tırnağımda Wicked, diğerlerinde ise 323 var. Nasıl? Ayırt edilmiyorlar, değil mi? 

Son olarak Essie Wicked'in kuruma hızı ve fırçasının Flormar'a göre çok daha başarılı olduğunu ancak kalıcılık anlamında ikisi arasında büyük bir fark göremediğimi de belirtmek isterim. Sevgiler. <3

*Essie ojeler Boyner ve YKM'lerde 19 Lira'ya, Flormar ojeler ise Flormar mağazaları, Watson's ve Gratis'lerde yaklaşık 2-2,5 Lira'ya satılıyor.

NARS Dolce Vita Allık

$
0
0




Günaydınlar! Bugün sizlere, NARS'ın Dolce Vita allığını tanıtacağım. Uzun bir yazı olmayacak çünkü daha önce NARS allıklar üzerine bir çok inceleme yazısı yazdım. Örnek olsun diye bir tanesini şuraya koyayım hatta. Şimdi dönelim Dolce Vita'ya. 




Dolce Vita; minik gümüş ışıltılar içermesine rağmen, uygulandığında mat duran gül kurusu bir allık. Mat derken, tebeşirimsi donuk mat allıklar gibi değil. Cildi hala canlı gösteren türden bir matlıktan bahsediyorum.

Klasik NARS pigmentasyonu bu üründe de kendini belli ediyor. Parmaklarımı ya da fırçayı allığa dokundurmamla gelen ürün her iki yanağıma da yetiyor.

Klasik allık fırçalarıyla uyguladığımda palyaçoya dönüyorum, bu yüzden minimal uygulama yapan pofuduk fırçalarla uygulama yapmayı tercih ediyorum.

Tam bir sonbahar/kış rengi olan Dolce Vita, yanaklarımda (fondoten üstünde, baz ya da sabitleyici kullanmadan) 7-8 saat kalıcı oluyor. 



NARS allıkları Sephora ve NARS mağazalarından 99 TL'ye satın alabilirsiniz. Ne dersiniz? Sizce de buram buram kış kokan bir allık değil mi? Sevgiler! <3



Chanel Blue Rebel Oje

$
0
0







Günaydın! Cumartesi gününün yazısı, en sevdiğim ojelerimden biri üzerine olsun dedim ve Chanel Blue Rebel'ı sizler için fotoğrafladım. 




'Chanel'den tek bir ojem olacaksa Blue Rebel olsun' diyecek kadar çok seviyorum bu ojeyi. En sevdiğim renk olan mavinin en güzel tonu bence. Zaten ince fırçası, kolay sürümü, kalıcılığı ve duruşuyla da beni büyülüyor. 








Bu ojeye uygun fiyatlı bir muadil bulmak için çok çabaladım ancak birebir aynısını hala bulamadım. Sizin önerileriniz varsa duymak isterim. :) Mutlu haftasonları. Sevgiler! <3







Benefit Majorette Krem Allık

$
0
0


Günaydın! Pazar gününün inceleme yazısı, Benefit'in en yeni allığı, hatta krem allığı Majorette üzerine olacak. Lafı hiç uzatmadan incelememe ambalajdan başlıyorum.

Bu paketlemeyi görünce aklına makaron gelen bir tek ben miyim? (Bu arada görünüşünü beğensem de makaronun tadını hiç sevmem.) Benefit yine ambalaj konusundaki zevkini konuşturmuş.




Kapağı açtığınızda karşınıza çok kullanışlı bir ayna ve allığın tozlanmasını önleme amaçlı plastik bir aparat çıkıyor.Bu arada paketi açtığınızda burnunuza mis gibi bir koku geliyor. Portakal kokusu gibi ama değil. Şeftali? Belki. Bu allık resmen yaz kokuyor. 




7 gramlık Majorette, hafif kubbe şeklinde. Üzerinde de kokusu gibi yazı anımsatan, iç açan bir Güneş figürü var. Rengi ise; mercanımsı şeftali olarak tanımlayabilirim. İçinde hiç ışıltı, sim vesaire de bulunmuyor.




Uygulaması gerçekten çok kolay çünkü dokusu yumuşacık. Fırçaya hiç gerek yok, parmaklarla uygulandığında yanaklara öyle güzel dağılıyor ki, ciltle bütünleşiyor resmen. Aynı zamanda şu ana kadar denediğim en ince yapılı krem allık. Bu yüzden aynı zamanda en doğal duruşlu olan da.

Krem formda olan bu allık kesinlikle yapış yapış değil. Uygulandığında yavaşça pudralaşıyor. Bu yüzden her cilt tipine uygun deniliyor ancak ben tüm bunlara rağmen kendisine pek ısınamadım.




Yukarıda saydığım özelliklerin hepsi iyi, hoş ancak kalıcılığı bence çok başarısız. Fondoten üstüne, altına, bazla, bazsız… Her türlü denedim ama uyguladıktan 1-2 saat sonra yüzümden uçuveriyor, ki yanaklarım yağlı değil. Ayrıca başta kremden pudraya dönüşse de, bir iki saat sonra parlamaya başlıyor.  Yanaklarım yağlı olmamasına rağmen bu ürünü adeta kusuyor. Bence bu da Majorette'in yağlı ciltlere hiç de uygun olmadığını gösteriyor. 

Dudaklara da kullanılabilir dendiği için onu da denedim ancak pudralı yapısı sebebiyle dudaklarımı kuruttu. Kısacası ben kendisini pek sevemedim. Bir de satış fiyatı 125 TL'ymiş. Benefit'in kutu allıklarına değse de Majorette için fazla yüksek bir fiyat olmuş bence. Özetle; firma göndermeseydi almazdım. 

Şimdi sırada Benefit Hervana var. Seneler önce alıp, sebepsiz yere satmıştım. Hem rengi, hem dokusu çok güzeldi. Sanırım tekrar satın alacağım. İşte böyle. Siz bu allığı denediniz mi? Sevgiler! <3


*Ürün Benefit Türkiye tarafından gönderilmiştir. Teşekkürler Benefit!


Make Up For Ever Beauty Kit

$
0
0



Günaydın! Haftayı, geçenlerde edindiğim Make Up For Ever makyaj seti incelemesiyle başlatmak istedim. Bu set sınırlı sayıda olduğu için bir an önce yazısını yazmam gerektiğini düşündüm. Markayla tanışmak ya da benim gibi daha da kaynaşmak isteyenler için mükemmel bir set bu. Gelin, yakından bakalım.




Kitten toplamda 6 parça çıkıyor. Bunlar sırasıyla; HD Primer (makyaj bazı), HD pudra, Smoky Extravagant maskara, Rouge Artist Intense 43 numaralı ruj, Aqua Lip 8C dudak kalemi ve Aqua Eyes 0L göz kalemi.



HD PRIMER (MAKYAJ BAZI) 5 ML

İlk olarak, denemeyi uzun zamandır istediğim HD Primer'la başlıyorum. Bilmeyenler için; Make Up For Ever'ın yüksek çözünürlüklü kameralar için üretilmiş HD ten ürünleri serisi var. HD fondoten, pudra, baz, allık ve kapatıcı şeklinde. Bu serideki her ürün, teninizi fotoğraflarda kusursuz gösteriyor. Bu yüzden de HD serisi genellikle TV çekimlerinde, gelin ve mezuniyet makyajlarında tercih ediliyor. 

Bu serinin fondotenini uzun süre kullanıp memnun kalmış biri olarak makyaj bazını da çok merak ediyordum ancak tam boyuna yüklü para verip risk alamazdım. Denemek istediğim farklı ürünlerin de bu setin içinde bulunduğunu görünce dayanamayıp aldım. İlk test ettiğim ürün de bu baz oldu.

Satın aldığım günden beri her gün, fondotenimin altına uyguluyorum. Mis gibi bir kokusu ve jelimsi, hafif bir yapısı var. Uyguladığımda ya da sonrasında yüzümü germiyor, ağırlık yapmıyor, kurutmuyor. Buna rağmen yüzümü mat tutuyor. En sevdiğim kısma gelirsek, fondotenimin kalıcılığını gözle görülür bir biçimde arttırıyor. Çok ama çok sevdim. Biter bitmez tam boyunu alacağım.





HD PUDRA (1 GR)

Geliyorum şu meşhur HD pudraya. Bunu da denemek istiyordum ama kocaman bir pudraya daha ihtiyacım yoktu. O yüzden bu 1 gramlık mini boyunu edinmem iyi oldu. Evet, setteki kutu tam 1 gram pudra içeriyor. Kendisini biraz önce bahsettiğim baz gibi elime geçtiği günden beri kullanıyorum. Sevdiğim ve sevmediğim birkaç nokta buldum bile.

Yapısı gerçekten incecik. Öyle ki, şu ana kadar kullandığım en ince pudra kesinlikle bu fakat uygulama esnasında inanılmaz tozutuyor. Daha önce farklı markaların transparan toz pudralarını kullandım ancak ilk defa uygulama sırasında bu kadar uçuşan bir ürün görüyorum.

Bir eksi daha duymak ister misiniz? Ben bu pudrayı göz altlarımda hiç sevmedim. Göz çevremi çok ama çok kuruttu. Bitişi çok mat olduğu için sadece yağlanan T bölgeme kullanmaya karar verdim. Alnımı ve burnumu ciddi anlamda mat tuttu. Bitince almayacağım çünkü hayatımın pudrasını bulalı epey oldu. (Yazısı burada. <3) 





SMOKY EXTRAVAGANT MASKARA (4ML)

Yine denemek istediğim ürünlerden biri olan bu maskara, ne alt ne de üst kirpiklerimden hiç akmadı ancak kirpiklerime pek bir etkisi de olmadı. Tek tek ayırsa da ne uzunluk, ne de hacim vermedi. Sadece daha seyrek görünmelerine sebep oldu. Fırçasının farklı olması hoşuma gitse de fazla büyük olması sebebiyle uygulama sırasında sağa sola bulaştırmama neden oldu. Ziyan olmasın diye alt kirpiklerime kullanacağım ama bitince bir daha almam.






AQUA EYES 0L GÖZ KALEMİ (0,5 GR)

Siyah göz kalemi demişler ama bu bildiğimiz 'koyu gri' yahu! Hiç renk vermiyor. Ben de benim sevdiğim seri sanıp sevinmiştim. Meğer karıştırmışım. Benim daha önce kullanıp bitirdiğim Aqua Eyes Kohl serisinin siyahıymış. Neyse, bu da akmıyor ama renk vermeyiş olması can sıkıcı.






AQUA LIP 8C DUDAK KALEMİ (0,5 GR)

MUFE markasına ait ilk dudak kalemim. Kofrenin, daha doğal tonlarda bir dudak kalemi ve ruj içermesini isterdim açıkçası. Renk benlik olmasa da kalemin yapısını sevdim. Çok sert değil, çok yumuşak da değil. Daha doğal tonlarda bir renk olsaydı tüm dudağıma ruj gibi kullanabilirdim.










ROUGE ARTIST INTENSE 43 RUJ (3,5 GR)

Setin son parçası, parlak bitişli, iddialı mı iddialı kırmızı bir ruj. Aynı zamanda setteki tek tam boy ürün. Yine beni aşan bir renk olsa da özel günler için güzel olabileceğini düşünüyorum. Bitişi ıslak, sürümü kolay. Dudakları kurutmuyor. Biraz önce bahsettiğim dudak kaleminin üstüne uygulandığında 2-3 saat kadar kalıcı oluyor. 

İşte böyle. MUFE markasına ait en popüler ürünleri deneme şansı yakalamak isterseniz elinizi çabuk tutun derim. Ben Palladium Sephora'dan aldım. Kasanın yanında birkaç tane daha vardı. Setin sınırlı sayıda olduğunu ve satış fiyatının 70 Lira olduğunu hatırlatıp gidiyorum. Mutlu günler. <3



Wet N Wild Brulee Far || MAC Brule Karşılaştırması

$
0
0


Günaydın! Nihayet Wet N Wild'ın en çok satan farı Brulee'yi yorumlama sırası bende. Ten rengi farlar benim günlük makyajımın kurtarıcıları. Yaklaşık 2,5 senedir neredeyse her gün, tüm göz kapağıma ve kaş altıma uyguladığım far olan MAC Brule'nin dibini göreli çok oldu. Sonra hayatıma Lorac Pro Palet girdi. Lorac paletteki Cream renginin yapısını daha çok sevdiğim için onu da tüketmem çok uzun sürmedi.




Derken Gratis, Wet N Wild'ı ülkemize getirdi. Bir ruj, bir de far rafını bir türlü dolu göremedim. Neyse ki markayla tanışma furyası bitti. Ben de geç de olsa birkaç parça bir şey alabildim. Hatta Brulee'yi alalı birkaç ay oldu ancak anca yazabiliyorum. 

Öncelikle 1,7 gramdan ibaret olduğunu belirterek başlayayım. Renk ise tamamen mat bir kemik rengi. Kaş kemiğine, göz pınarlarına ve göz kapağına kullanılabildiği gibi göz altı kapatıcısı sabitlemek için de kullanılıyormuş. Ben denemedim ama 6,5 Lira'lık bir farın çok amaçlı olması güzel tabi ancak çok da abartılacak bir şey yok yani. Alt tarafı ten rengi bir far.




Parmaklara da fırçaya da epey kolay geliyor. Yapısı çok kremsi ve pigmentli. Real Techniques Base Shadow Brush kullanarak uyguladığımda istediğim örtücülüğü elde ediyorum. Göz kapağımdaki damarlı görünümü alıp eyelinerım için daha temiz bir zemin oluşturmamı sağlıyor. Far bazı üzerine kullandığımda 8-9 saat kadar kalıcı oluyor. Bir olumsuz yanı var; tozutuyor.




WET N WILD BRULEE & MAC BRULE KARŞILAŞTIRMASI

Gelelim en çok sorulan soruya. 'MAC Brule'ye muadil (dupe) gösterilebilir mi?' Hem evet, hem hayır. Gelin, kısaca karşılaştıralım.

MAC Brule'nin yapısı Wet N Wild'a göre daha ince. Wet N Wild tek fırça darbesiyle tüm göz kapağımı kaplarken MAC'ten 2-3 kez uyguladığımda istediğim örtücülüğe anca ulaşabiliyorum. Dolayısıyla Wet N Wild'ın Brulee'sinin MAC Brule'den daha pigmentli olduğunu söyleyebiliriz. 

Ton olarak da aralarında çok minik bir fark var. Wet N Wild daha sarımsı, MAC daha pembemsi. Yine de uygulandıklarında aynı aydınlık görünümü veriyorlar. Bir de işin ambalaj kısmı var tabi.

MAC tekli farlar gayet dayanıklı ve tam kapanan paketlerde geliyor. İsterseniz benim gibi palet için olan (refill) versiyonlarını da alabiliyorsunuz. Wet N Wild'ın far ambalajları ise ne yazık ki çok kullanışsız ama tek kusuru bu olduğu için çok da takılmamak lazım. 

Aynı işi yapan iki üründen bahsettik. Biri 40 küsür, diğeri 6,5 TL. Seçim sizin, seçim bizim. Wet N Wild ürünlerini Gratis'lerde bulabilirsiniz. Yarınki yazıda görüşürüz. Sevgiler. <3






Dupe (Muadil) Ürünler #2 || DIOR MASSAI OJE

$
0
0


Günaydın! Günün ilk paylaşımı, Dupe (Muadil) Ürünler serisinin ikinci oje yazısı olsun istedim ve en sevdiğim kırmızı olan Dior Massai'ye en yakın kırmızıyı buldum, fotoğrafladım, şimdi sizlerle paylaşmaya hazırım.

Pastel, Flormar, Wet N Wild derken bakmadığım marka kalmadı ve Massai'ye en yakın ojeyi buldum. Şişedeki duruşları birebir aynı olmasa da, sürüldüklerinde arada gözle görülür bir fark olmuyor. 








Yukarıda iki ojenin de 2 kat uygulanmış halini görüyorsunuz. Ne dersiniz? Neredeyse aynı değiller mi? Saat 17:30'da günün ikinci yazısında görüşürüz. Sevgiler. <3


Manikür Yardımcıları

$
0
0


Günün ikinci yazısından merhabalar! Manikürümü hem hijyenik sebeplerden, hem de takıntılarım yüzünden yaklaşık bir yıldır evde kendim yapıyorum. Hatta daha önce, manikürümü nasıl yaptığımı anlattığım bir video yayınlamıştım. İzlemek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. 

Tırnak etlerim çok ince ve kuru olduğu için etlerim biraz uzasa çok çirkin bir görüntü oluyor ve 3-4 güne bir maniküre gidecek vaktim de olmadığı için kendi yöntemlerimle halletmek durumunda kalıyorum. Ayrıca böyle çok daha ekonomik ve keyifli oluyor.

Bu işlemi kolaylaştırmak için de birkaç üründen destek alıyorum. Bu yazıda sizleri kendileriyle tanıştırmak isterim. 




Bahsedeceğim ilk ürün Sally Hansen Instant Cuticle Remover, yani pratik kütikül temizleyici. Gerçekten de bahsedeceğim ürünler arasındaki en pratik ürün bu. Bu temizleyiciyle, Kozmela işbirliğinde çektiğimiz bir tanıtım videosu sayesinde tanışmıştım. Sonrasında bir tane kendime, bir tane de en yakın arkadaşım için satın aldım. Gerçekten çok pratik bir ürün. 

Jel kıvamındaki temizleyiciyi tırnağımın etrafına, ölü etlere değecek şekilde uyguluyor, 35-40 saniye sonra pamuklu çubuk ile ölü derileri temizliyorum. İsterseniz ittirme çubukları ya da yine pamuklu çubukla etlerinizi geriye doğru ittirebilirsiniz ancak ben çubuğu sağa sola oynatarak ölü derilerin %70'inden arınıyor, geri kalanları da kesiyorum.

Bu ürünle ilgili sıkıntı yaşayanlar da oluyormuş ancak ben 10-15 güne bir kullandığım için ve sanırım tırnaklarıma değmemesine özen gösterdiğim için tırnaklarımda incelme ve soyulma problemi yaşamadım. Severek kullanıyorum. 




Bir diğer ürün ise yaklaşık 2-3 aydır neredeyse her manikürümde kullandığım, Burt's Bees Limon Yağı İçeren Tırnak Bakım Kremi*. Ben bu ürünü doğru şekilde kullanıp kullanmadığımdan pek emin değilim ama yine de size anlatayım. Manikür öncesi törpüyle belirginleştirdiğim kütiküllerimin üzerine bu katı yağı sürüyorum ve ellerimi manikür suyumda bekletiyorum. Etlerim bu yağ sayesinde yumuşamış oluyor ve bu işlem manikürümü inanılmaz kolaylaştırıyor. Zaten yukarıda paylaştığım videoda da nasıl kullandığımı detaylı bir biçimde görebilirsiniz.

Bu ürünü manikür sonrası besleyici krem olarak kullananlar da oluyormuş ancak manikür esnasında kullanmak benim daha çok işime geliyor. Bu arada memnun olsam da bence yeri doldurulamayacak bir ürün değil. Marketlerden 2 Lira'ya aldığımız vazelin de aynı işlemi görür diye düşünüyorum. Firma göndermeseydi büyük ihtimalle satın almazdım ve bittiğinde de yoluma vazelinle devam ederim diye düşünüyorum. 

(*)Firma gönderisidir.





Manikür sepetime en son katılan ürün ise Sephora Instant Nail & Cuticle Care. Sünger aparatlı pratik asetonlara benzeyen bu kutu, parmaklarınızı içine sokup döndürdüğünüzde, içindeki özel yağlarla tırnak etlerinizi yumuşatmayı ve tırnaklarınıza bakım yapmayı vaat ediyor. Ben de uzun uzun manikür suyu hazırlayacak vaktim olmadığında tırnak etlerimi bu ürünün içindeki süngere sürtüp biraz bekleterek etlerimi yumuşatıyorum. İçindeki yağlar sayesinde ölü etlerim kolayca kesilecek kıvama geliyor ve 3-4 dakika içinde iki elimin de manikürünü halletmiş oluyorum.




Kullandığım aplikatörler ise sırasıyla; Flormar kütikül çubuğu, Solingen törpü ve Solingen et makası. Solingen ürünlerini Gratis ve Watsons'larda, hatta büyük Migros'larda bulabilirsiniz. Sizler manikürünüzü nasıl yapıyorsunuz? Sevgiler. <3




Viewing all 518 articles
Browse latest View live